Diettherapy | Ramazan Bayramında Beslenme
Diettherapy Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi’nde zayıflama, kilo alma, çocukluk çağı obezitesi, adölasan obezitesi, hamilelik ve emziklilik döneminde beslenme, kronik hastalıklarda beslenme, yeme bozukluklarında davranış değişikliği tedavisi ve kurumsal danışmanlık üzerine hizmetler sunulmaktadır.
diyet, beslenme, diyetisyen, beslenme danışmanlık, zayıflama, sağlık, kilo kontrolü, kilo alma, obezite, yeme bozukluğu, diettherapy, diyet terapi, ankara
702
post-template-default,single,single-post,postid-702,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,qode_grid_1300,footer_responsive_adv,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-10.0,wpb-js-composer js-comp-ver-4.12,vc_responsive

Ramazan Bayramında Beslenme

Ramazan Bayramı kapıya gelen çocuklara bol bol şeker dağıtma, mendilin içindeki bayram harçlıkları, bayram kutlamaya gelen davulcunun bitmek bilmeyen gösterisi, ziyaretler, el öpmeler, anneannenin zeytinyağlı dolması, teyzenin ev baklavası ve halanın su böreğidir.İşte bu güzel bayram yemekleridir bütün akrabaları birleştiren tek bir çatı altında.

Peki genelde birçoğumuz bayramda nasıl bir beslenme davranışı sergiliyoruz?‘’Bir aydır oruç tutuyorum , şimdi dilediğimi yerim, bayram sonrası toparlarım” vb… Bu tür düşüncelerin oluşturduğu aşırı yemek yeme isteği bazı sağlık problemlerine neden olabilmektedir. Bunların en önemlisi sindirim sistemi rahatsızlıkları ve kronik hastalıklarda (hipertansiyon ,diyabet gibi) şikayetlerinin bayram süresince artmasıdır.

O zaman 1 ay beklediğimiz bayramı kabusa dönüştürmemek için neler yapabiliriz beraber şimdi bunlara göz atalım:

Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır.Gün içerisinde daha fazla besin tüketeceğinizi göz önünde bulundurarak hafif bir kahvaltı ile bayram gününü karşılayabilirsiniz. Tam buğday ekmeği, peynir, yumurta, bol yeşillikler, domates, salatalık, zeytin gibi hafif kahvaltılıklar yanında yoğurt, meyve, yulaf ve ceviz gibi karışımları da tercih edebilirsiniz.

Gün boyu aç kalmaya alışan midede sorun yaşanmaması için aşırı miktarda yemekten kaçınıp azar azar ve sık sık yemek yenmelidir. En az iki ara, üç ana öğün olacak şekilde planlanmalıdır.

Bayram sofralarına sohbetler eşlik ettikçe geçirilen zamanın uzun olması ve dolayısıyla yenilen yemek miktarını da arttırabilmektedir.

Yemekler iyi çiğneyerek yavaş yavaş yenilmeli midenin yükü hafifletilerek sindirim sistemi rahatsızlıklarına davetiye çıkartılmamalıdır.

Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, kuru baklagiller ve meyve tüketilmelidir.Kefir gibi bağırsak floranızın sağlığını geliştirecek besinleri hem ana yemeklerde hem de ara öğünlerde tüketebilirsiniz.

Yemek pişirme yöntemi olarak kızartmalar yerine haşlama, fırında ve ızgara tercih edilmelidir. Ana yemeklerde başlangıç olarak hafif salata ve zeytinyağlılar olmasına özen gösterilmelidir.

Yapılan hatalardan biri de bayram ziyaretlerinde ikram edilen tatlı ve börekleri öğün olarak kabul etmektir. Ancak böyle beslenmek daha hızlı acıkmaya, fazla kalori ve şeker alımına neden olup bayram kilolarına da davetiye çıkartmaktadır. Ziyaretlerinizi yapmadan önce ana öğün zamanınız geldiyse hafif bir yemek bayram ikramlarında daha kontrollü olmanıza da yardımcı olacaktır.

Ramazan Bayramının bir diğer adı evlerimizde yaptığımız baklava gibi hamur tatlılarından ve ikram ettiğimiz çikolata gibi şekerlemelerden ötürü Şeker Bayramı’dır.Özellikle bayramda tatlı tüketiminde hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar küçük porsiyonlar halinde tercih edilmelidir. İkramda bulunurken ise hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar, taze veya kuru meyvelerden yapılan hafif tatlılar; şerbetler yerine taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata vb. içecekler sunulmalıdır.Bayramda bilinçsizce fazla çikolata ve tatlı tüketimi, mide yanması, bağırsak bozuklukları gibi şikayetlere neden olur. Glisemik indeksi yüksek olan bu besinler kan şekerinizde ani yükselmelere ve sonrasında hızlı bir düşüşe neden oluyor. Ramazan’da yavaşlayan metabolizmanızı düşünürseniz bayramda çokça şekerli gıda tüketiminiz yine size kilo olarak geri dönecektir.Özellikle bu dönemde hamurlu tatlı tüketimi kandaki yağ ve kolesterol düzeyini de yükseltebilir. Ailesinde kalp, hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi kronik hastalığı ve mide rahatsızlığı olan kişilerin bu konuda daha hassas davranmaları önemlidir.

Şerbetli tatlılardan yine de vazgeçemiyorsak, bayram süresince mümkün olduğu kadar arzuladığınız miktarın yarısını yerseniz ve izleyen öğünde de sebze-meyve ağırlıklı beslenirseniz, daha az kalori almış olursunuz.

Bayram ziyaretlerinde seçici olunup her ziyaret edilen yerde verilen her şey tüketilmemeli,ikram edilen hamur tatlıları ve çikolatalardan çok az miktarda yenmelidir. Eğer gittiğiniz ziyaretlerde sağlıklı alternatifler bulamıyorsanız ikramlara ‘hayır’ demeyi deneyin.

Kan şekerinizi dengeleyebilmek adına süt, yoğurt, ayran, cacık, kefir gibi besinleri tatlı tüketimlerinizden sonra tüketebilirsiniz.

Ara öğünlerde badem, ceviz, fındık gibi kuru yemişler ve taze meyveler tüketerek ana öğünlerde daha fazla besin alımının önüne geçebilirsiniz.

Çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri özellikle de yaşlı ve tansiyon hastaları fazla tüketmemeli, daha çok yemek sonrası içilen rezene, biberiye, adaçayı, form çaylar, ıhlamur ve papatya gibi bitkisel çaylar tercih etmelidirler.

Ramazan ayında su tüketiminin az olmasından dolayı vücutta oluşabilen su kaybının yerine konulabilmesi, çarpıntı, su içmemeye bağlı başağrısı, uykusuzluk gibi sorunlar için su ve sulu gıdaların tüketimine bayramda önem verilmelidir. Günde en az 1.5-2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere çorba,ayran,cacık, taze sıkılmış meyve suyu, az şekerli limonata ve az şekerli komposto ve içerisine sadece limon ve nane yaprakları ekleyeceğiniz aromalı suları ziyarete gelen misafirlerinize de ikram ederek su içmeyi keyifli hale getirebilirsiniz.

Ramazan boyunca önerilen sahur yemekleri ramazan sonrası gece yemek seklinde sürdürülmemeli, gece öğününde sadece meyve, yoğurt gibi besinlerin tüketimi tercih edilmelidir. Ramazan sonrası da bu alışkanlıkların devam etmesi, kilo artışına ve sindirim problemlerine neden olabilmektedir.

Bebek ve çocukların, büyüme ve gelişime katkısı olmayan, boş kalori kaynağı aşırı şeker ve şekerli ürünlerin kontrolsüz tüketimi çocuklarda açlık duygusuna engel olmakta, mide ve barsak hassasiyetine sebep olmakta ve diş sağlığı açısından da oldukça sakıncalı olabilmektedir. Çocukların beslenmesi yetişkin beslenmesinden daha hassas bir konudur. Bunun için bayramdan önce çocuğunuz ile oturup konuşmak ve onunla bayramdaki tüketimleri konusunda anlaşmaya varmak en doğru yoldur.

Yine bayramda diyabetliler, kalp hastaları, yüksek tansiyonu bulunanlar ve özel diyeti olanlar beslenme düzenini kesinlikle bozmamalıdır.

Bayram ziyaretlerinizi fiziksel aktiviteye dönüştürmek elinizde. Bayram akrabalık ve arkadaşlık bağlarınızı kuvvetlendiren, komşularınızla ilişkilerinizi güçlendiren fırsatlardır. Bu fırsattan yararlanıp yakın mesafe ziyaretlerinize yürüyerek gidebilir asansör yerine merdiven kullanabilirsiniz

Bayram sofralarında her şeyden ağız tadıyla ama kararınca yiyebileceğiniz eski gelenekleri sevdiklerinizle yaşatabildiğiniz sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir Ramazan Bayramı dilerim…