Diettherapy | İlkbaharın Habercisi Taze Bakla
Diettherapy Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi’nde zayıflama, kilo alma, çocukluk çağı obezitesi, adölasan obezitesi, hamilelik ve emziklilik döneminde beslenme, kronik hastalıklarda beslenme, yeme bozukluklarında davranış değişikliği tedavisi ve kurumsal danışmanlık üzerine hizmetler sunulmaktadır.
diyet, beslenme, diyetisyen, beslenme danışmanlık, zayıflama, sağlık, kilo kontrolü, kilo alma, obezite, yeme bozukluğu, diettherapy, diyet terapi, ankara
629
post-template-default,single,single-post,postid-629,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,qode_grid_1300,footer_responsive_adv,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-10.0,wpb-js-composer js-comp-ver-4.12,vc_responsive

İlkbaharın Habercisi Taze Bakla

Bakla, baklagiller (Fabaceae) familyasına adını veren, tek yıllık bir bitkidir. Bu familyada fasulye, bezelye, börülce, mercimek ve nohut gibi proteince zengin taneleri için yetiştirilen diğer sebzeler de yeralır. ‘Bakla’ sözcüğü Arapça ‘ot, yeşillik’ anlamındadır. Mısır, Fas, İspanya, İtalya, Türkiye, Asya ve Çin’de yaygın olarak üretilmektedir. Sakız ve Arşın Bakla çeşitleri de bilinmektedir.

Vitamin ve mineral deposu olan taze bakla ilkbaharın habercisidir. Lezzeti kişiden kişiye tartışma konusu olsada, faydaları tartışılmaz bir gerçektir.Taze baklanın mevsimi biraz kısadır ancak iç baklayı kurutulmuş bir şekilde de yıl boyu bulmak mümkündür.

Bakla zengin bitkisel protein, karbonhidrat ve lif içerir. İçeriğinde A, C, B1, B2, B6, folik asit ve K vitaminlerinin yanı sıra potasyum, kalsiyum, demir, fosfor ve magnezyum mineralleri de bolca mevcuttur. Tanelerinde bol miktarda azot ve nişasta bulunduğundan bitkisel protein açısından da harika bir kaynaktır.

Tüm bitkisel besinler içerisinde en iyi potasyum kaynağıdır. Potasyum, kan basıncının düşürülmesinde rol oynar ve kalbi korur. Demir, kana oksijenin taşınmasına ve bakırla birlikte kırmızı kan hücrelerinin yapımına yardımcı olur. Fosfor ise kemiklerin yapısında bulunan bir mineraldir ve kemik sağlığını korur. Manganez ise enerji metabolizmasında rol oynar. Folik asit içeriğiyle de DNA sentezi ve hücre bölünmesi için gereklidir.

Karbonhidrat içeriği sebebiyle iç baklanın kalorisi biraz yüksek olsa da içeriğindeki diğer bileşikler ile hem sağlıklı beslenmek isteyenlerin hem de diyet yapanların göz ardı etmemesi gereken bir besindir.

Bakla fitokimyasallardan da zengin bir sebzedir. İyi miktarda izoflavon içerir. Deney hayvanları üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar izoflavonun meme kanserine karşı etkili olduğunu göstermektedir. İçeriğindeki steroller ise kolesterolün düşürülmesine yardımcı olurlar.

Özellikle çözülebilir lif içeriği sayesinde kan kolesterolünü, LDL kolesterolü ve trigliserit seviyelerini düşürücü ve HDL kolesterol seviyelerini ise yükseltici etki göstermektedir.Lifli yapısıyla laksatif etkilidir, bağırsakları çalıştırır ve kolon sağlığını korur.Kan şekerinin düzenlenmesinde de lifli içeriği etkilidir.

Böbrekler için oldukça yararlıdır. Böbrek ağrılarını hafifletir,idrar yollarını temizler, böbrek kumlarının ve taşlarının dökülmesine yardımcı olur. Ayrıca göğüs hastalıkları ve öksürüğe de iyi gelir. Lumbago, romatizma, siyatik şikayetlerini giderir.

Bunca yararı olan baklanın Favizm hastalığı olan kişilerde asla tüketilmemesi gerektiğini biliyor muydunuz?Dünya da en sık görülen doğuştan enzim eksikliği glikoz-6-fosfat dehidrogenaz enzimi eksikliğidir. Bu hastalık “Favizm Hastalığı” olarak da anılır. Bu enzim eksikliğinin olduğu kişilerin ömür boyunca bakla sebzesini tüketmeleri yasaktır. Bakla sebzesinde yer alan divisin isimli madde, enzim eksikliği yaşayan kişilerin kırmızı kan hücrelerinde yıkıma yol açar. Bu hastalıkta hasta kişi (bakla vb) oksitleyici bir maddeyi vücuduna aldıktan 48-96 saat sonra hemoliz (alyuvarların yıkımı) bulguları ortaya çıkar. Baklanın yol açtığı ağır hemolitik anemi “favizm” adını alır. En önemli belirtisi nefes darlığı, çarpıntı ve yoğun yorgunluktur. Favizm atağı gerçekleşmiş hastalarda çoğu zaman kan nakli şarttır.Ülkemizde özellikle ilkbahar aylarında sık görülür. Favizm adını bakladan yapılan bir tür meze olan Fava’dan alır.

Yine taze baklanın Parkinson Hastalığında da tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü taze baklada dopaminin öncül maddesi olan L-Dopa bulunur.Bakla tüketmek beyinde dopamin salgısını artırır. Dopamin eksikliği ise Parkinson hastalığına neden olur. Bu nedenle diyetinde bakla bulunduranların Parkinson hastalığına yakalanma riskleri düşer.Buradaki önemli nokta Parkinson hastalarının bakla tüketimidir. Baklada, tedavide kullanılan ilaçların etken maddesi bulunmaktadır. Bu nedenle bakla, hastalığın belirtilerinde geçici düzelme sağlayabilir. Ama ilaçla birlikte fazla tüketildiğinde fazla doz alınmış ilaç etkisi yapabilir.

Baklanın taze yaprakları salata olarak çiğ ve kavrularak yenilebildiği gibi taze kabuklu bakla ve iç bakla yemeği olarak da tüketilir. Enginarlı taze iç bakla İstanbul mutfağının vazgeçilmezlerindendir. Ancak baklanın en yaygın kullanımı, iç kabukları çıkarıldıktan sonra kurutulmuş tanelerin haşlanıp, ezilmesiyle oluşturulan, Ege ve Akdeniz bölgesinde fava adıyla tanınan, zeytinyağı ve dereotu eklenerek yenen ezme şeklidir. Fava, lokantalarda meze olarak servis edilir. Bazı eski kaynaklarda baklanın olgun tanelerinin öğütülerek ekmek yapımı için buğday ununa karıştırıldığı da kaydedilmiştir.

100 gr taze bakla 72 kaloridir.

Tags: